Kuluçkahanede Gözden kaçırılan Bir Sorun Olursa Ne Olur ve Sonuçları Nelerdir?

Mikotoksinler kümes hayvanı rasyonlarında yaygın olarak bulunur ve fertiliteyi, yumurta kabuğu kalitesini, aşı yanıtının etkinliğini ve döl kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Düşük kuluçka performansı, düşük yumurta kalitesi ve düşük bağışıklık seviyeleri yaygın görülen kuluçkahane problemlerindendir. Bu problemlerin kaynağı mikotoksinler olabilir. Mikotoksinler, yemlerde bulunan ve kanatlı sağlığı üzerinde toksik etkileri olan kaçınılmaz kontaminantlardır. Dünya çapında kümes hayvanı rasyonlarında oldukça sık bulunmalarına rağmen çoğu zaman görünmeyen etkileri nedeniyle mikotoksinler, kanatlı işletmelerinde sıklıkla gözden kaçan bir problemdir. Bunun olumsuz sonuçları ise genellikle kuluçkahanelerde ortaya çıkar. Mikotoksinler, başarılı bir damızlık ve yumurtacı tavuk üretimi için gerekli olan endeks çeşitliliğini olumsuz etkileyebilir: fertilite, yumurta kabuğu kalitesi, aşı yanıtının etkinliği ve döl kalitesi… Kanatlı işletmesinde mikotoksin probleminin ve bu problemden nasıl korunacağının farkında olmak, kanatlıların maksimum genetik potansiyellerine ulaşmalarını sağlamanın ve dolayısıyla kuluçkahanenin ekonomik başarısını en üst düzeye çıkarmanın anahtarıdır.

KANATLI YEMİNİZDE MİKOTOKSİNLER VAR MI?

DSM Dünya Mikotoksin Araştırması, yaklaşık yirmi yıldır yemdeki kontaminasyon seviyelerini ölçüyor ve kümes hayvanı yemi örneklerinin %98’inin mikotoksinler tarafından kontamine edildiğini belirtiyor. Ayrıca, yem örneklerinin %86’sının birden fazla mikotoksin için pozitif olduğunu ve bunun da toksik etkilerinin kanatlı organizması içinde güçlendirilebileceği ve daha da zararlı etkileri olabileceği anlamına geldiğini ortaya koyuyor.

Örneğin kümes hayvanlarında, deoksinivalenol (DON) ve fumonisinler (FUM) sık sık birlikte görülür. Her iki mikotoksin de tight junction’ın bozulmasına neden olduğunda, etkileri sinerjik olarak kabul edilir ve bu da ciddi ‘geçirgen bağırsak’ vakalarına yol açabilir.

Dünyadaki birçok bölgenin orta/yüksek derece olarak kabul edilen genel bir riski olmasına rağmen, her bölgenin; hangi spesifik mikotoksinlerin mevcut olduğuna, hangi kombinasyonlarda ve hangi miktarlarda bulunduğuna bağlı olarak farklı bir mikotoksin kontaminasyon profili bulunur. DON ve FUM dünya çapında en

yaygın görülen mikotoksinlerdendir ve bağırsak sağlığı sorunları ile bağışıklık baskılanmasına neden olur. Zearalenon (ZEN) yumurtacı ve damızlıkların fertilitesini ve yumurta üretimini etkileyen bir mikotoksindir. Aflatoksin (Afla) karaciğer fonksiyonunu ve bağışıklık sistemini etkiler. Bunların yanı sıra, toksin T2 (T2) ve okratoksin (OTA) daha az görülmelerine rağmen, düşük dozlarda bile akut toksik etkileri görülebilir.

MİKOTOKSİNLER CİVCİVLERİN KULUÇKA PERFORMANSINI VE YUMURTADAN ÇIKIŞLARINI NASIL ETKİLER?

Mikotoksinler, damızlıkların ve civcivlerinin performansına bağlı endeks çeşitliliğini olumsuz yönde etkiler ve sonuç olarak aşağıdaki ekonomik endekslere etki eder:

Damızlık tavukların ve horozların performansının bozulması

ZEN, östrojen hormonuna benzer bir kimyasal yapıya sahiptir ve genellikle üreme problemleri ile ilgilidir. Damızlık rasyonlarında ZEN varlığı, yumurtalıkların ve kistik yumurta kanallarının hiperaktivitesini indükleyerek üreme sisteminin fizyolojisini değiştirebilir. Bu değişiklikler doğurganlık oranlarına, yumurta üretimine ve yumurtaların kuluçka randımanına yansır. OTA ise, embriyo gelişimini değiştiren, civcivlerin hayatta kalma oranını ve enfeksiyonlarla savaşma yeteneğini azaltan başka bir mikotoksindir.

Düşük yumurta kalitesi

T2, OTA ve ZEN gibi mikotoksinler, yumurta kabuğu oluşumunu farklı şekillerde etkiler:

> Kalsiyum emiliminin azalması,
> Protein sentezindeki değişiklikler,
> Damızlık ve yumurtacıların üreme fizyolojisinin yüksek kaliteli yumurta üretemeyecek şekilde değiştirilmesi.

Daha düşük kaliteli yumurtalar, daha az civcivin yumurtadan çıkmasına neden olarak kuluçkahanenin genel üretim çıktısını azaltır. Mikotoksinlere bağlı yumurta kalitesindeki değişiklikleri ölçen parametreler ise şunları içerir:

> Düşük Haugh birimleri,
> Albümin yüksekliği,
> Yumurta ağırlığının yanı sıra yumurta kabuğu kalınlığının azalması ve yumurta büyüklüğündeki değişiklikler.

Ayrılmış yumurta sarısı oluşumu ve civcivlerin hayatta kalma oranının azalması

Karaciğer, yumurta sarısı ve yağda çözünen vitaminlerin oluşumu ile doğrudan ilişkili olan lipid metabolizmasından sorumludur. Kümes hayvanlarında mikotoksikozis ile ilişkili en yaygın patolojik lezyonlara karaciğerde rastlanır. Damızlık tavuğun karaciğer fonksiyonunun bozulmasının, bozuk yumurta sarısı oluşumu ile doğrudan bir bağlantısı vardır. Yumurta sarısı, gelişmekte olan bir civcivin beslenmesinde ve sağlığında kilit bir bileşen olduğundan dolayı bu durum civciv ölümleriyle sonuçlanabilir.

‘Geçirgen bağırsaklara’ yatkınlık ve kuluçkahane kaynaklı kontaminasyon

DON ve FUM bağırsak bütünlüğü üzerinde etkilidir. Bağırsak lümeni ile kan dolaşımı arasında bir bariyer oluşturan, yakından bağlantılı bağırsak hücreleri arasında kurulan bir multi-protein kompleksi olan tight junction’ların oluşumunu ve işlevselliğini etkilerler. Her iki mikotoksin de sızdıran bağırsak sendromuna neden olan geçirgenliğin artmasına yol açar. Sonuç olarak, bağırsak patojenlerinin yani Salmonella sp’nin çoğalmasına da neden olabilir. Ayrıca dışkının sıvı olması, kuluçkahanenin genel hijyenik durumunu bozar ve yumurtaların yüksek oranda kontaminasyonuna sebep olur.

Düşük bağışıklık ve aşı yetersizliği

Orta düzeyde kontaminasyonda bile, mikotoksinler immunsüpresif ajanlar olarak kabul edilir. Antikorları ve immunoglobulin sentezini aşağı doğru regüle edebilirler. Bu mekanizmalar, AFLA, trikotesenler, FUM ve OTA dahil olmak üzere mikotoksinlere dayandırılır. Mikotoksin varlığı aşı programlarında başarısızlığın en önemli nedenlerinden biri olarak kabul edilebilir. Birkaç çalışma, DON gibi Fusarium mikotoksinlerinin, damızlıklarda Newcastle hastalığı ve bulaşıcı bronşit virüsü için antikor titrelerini azalttığını göstermiştir.

KULUÇKAHANEDE MİKOTOKSİN RİSKİNDEN NASIL KAÇINILIR?

Entegre ve üç aşamalı bir mikotoksin risk yönetim sistemi, kanatlıları mikotoksinlerden korumanın ve kuluçkahanede canlı civciv üretme yeteneğini en üst

düzeye çıkarmanın anahtarıdır.
1- HPLC MS/MS gibi referans metodolojileri kullanarak kanatlı yeminizde bulunan mikotoksinleri tanımlayın.
2- Yemde hangi mikotoksinlerin bulunduğunu öğrendikten sonra, kanatlıları korumak için doğru önlemleri uygulayın.

Bazı deaktivasyon stratejilerinin tüm mikotoksinler için etkili olmadığını unutmayın. Örneğin, alüminosilikatlar gibi yaygın bağlayıcılar yalnızca AFLA gibi adsorbe edilebilir mikotoksinler için etkilidir. FUM, DON, ZEN, OTA ve T2 gibi diğer mikotoksinler emilemez olarak kabul edilirler ve yalnızca kimyasal yapılarının toksik kısmını kıran biyotransformasyon yoluyla kontrol edilebilirler. Bu spesifik reaksiyonları ancak duyarlı biyolojik bileşikler ve enzimler gerçekleştirebilir. Ek olarak toksik olmayan ve çevre açısından güvenli metabolitlerin üretimini garanti edebilir.
3- Biyokorumadan yararlanın. Biyokoruma, karaciğer ve bağırsak gibi mikotoksinlerin hedef aldığı organların işlevselliğini desteklemek için seçilmiş bitkisel özütleri kullanır.

shipping icon
Ücretsiz Kargo

Tüm Siparişlerde Ücretsiz Kargo

shipping icon
Para İadesi

Geri Ödeme Süresi 7 Günün Altında

shipping icon
Üye İndirimi

24 saat çevrimiçi destek

shipping icon
7/24 Çevrimiçi Destek

Aklınıza takılan bir soru mu var?