İlaçlı tavuk yemleri, zaman içinde antibiyotiğe dirençli E. coli türlerine yol açmıştır. Kanatlı yemlerine eklenecek asitleştiriciler, antibiyotik direncini azaltır ve hastalığın kontrolüne yardımcı olur.
Yazan: Francesco Castellone, BIOMIN
Kısaca
- E.coli, kümes hayvanlarında yaygındır ve yem sıklıkla kontamine olur.
- E.coli enfeksiyonunu kontrol etmek için kullanılan florokinolon antibiyotiklere direnç yüksektir.
- Geçirgenleştirici bir kompleks, organik asitler ve sinnamaldehit (Biotronic Top3), enrofloksasine kıyasla broyler çekumundaki E. coli antibiyotik direnci prevalansını azaltır.
Escherichia coli, gram negatif, spor oluşturmayan bir basildir ve kanatlıların bağırsak yolunda yaygındır. Bu bakteriler, konakçılarının dışında uzun süre hayatta kalır ve tüm hayvan ortamlarında, özellikle de altlıkta ve 105-106 E. coli / g içerebilen kümes tozunda bulunur. Yem ve yem içerikleri genellikle patojenik koliformlarla kontamine olur ve yeni serotiplerin sürüye girmesi için ortak bir kaynaktır (Martins Da Costa ve ark. 2006).
Hayvanlar her yaşta kolibasilloza karşı duyarlıdır, ancak genç hayvanlar daha sık etkilenirler ve embriyo gelişimi dahil olmak üzere genç hayvanlarda hastalık şiddeti daha fazladır (Goren E., 1978). Salgınlar kafesteki yumurtacı tavuklarda da meydana gelebilir (Vandekerchove, D. ve diğerleri, 2005) ve koliform salpenjit / peritonit, yetiştiricilerde yaygın bir ölüm nedenidir (Jordan ve diğerleri, 2005). Yaşlı hayvanlarda kolibasilloz genellikle akut septisemi olarak kendini gösterir.
Escherichia coli normal kanatlı dokularını istila etmez, ancak çevrede bulunarak aşırı sıcaklık, kötü yönetim, diğer bulaşıcı ajanlar (virüsler, bakteriler, parazitler ve mikotoksinler) ya da çevresel stresin neden olduğu hayvan savunmasındaki zayıflıklardan yararlanırlar.
1928’de Alexander Fleming tarafından keşfedilmelerinden bu yana antibiyotikler; çiftlik hayvanı hastalıklarının tedavisi, hastalıkların önlenmesi ve büyümenin teşvik edilmesi için yaygın olarak kullanılmaktadır. Son on yılda insan ve hayvan tıbbında antibiyotiklere aşırı bağımlılık; antibiyotiğe dirençli bakterilerin seçilimi, kalıcılığı ve yayılması için uygun koşulların yaratılmasına katkıda bulunmuştur.
Sonuç olarak, antibiyotik direnci sadece insan için değil, aynı zamanda hayvan sağlığı için de küresel bir endişe haline gelmiştir. Çiftlik düzeyinde üreyen antibiyotik dirençli bakterilerin; doğrudan temas, etin kontaminasyonu veya çevresel yollarla insanlara bulaşabileceği çeşitli çalışmalarda vurgulanmıştır.
Gıda üretiminde kullanılan hayvanlarda antibiyotik sınıflarının uygulanmasının, florokinolonlar gibi insan tıbbında terapötik olarak yararlı bir analoğa sahip olduğu durumlarda kamuoyu endişesi daha da büyüktür. Enrofloksasin, erken civciv ölümlerini ve patojenlerin (yani Escherichia Coli) yayılmasını azaltmak için veteriner hekimler tarafından reçete edilen temsili bir florokinolondur. Bu antibiyotik kanatlı hayvanlarda çok fazla kullanılmış ve AB dahil birçok ülkede ruhsatlandırılmıştır. Sonuç olarak, E. coli’nin florokinolon antibiyotiklere direnci, 1980’lerin sonlarında tıp ve tarıma girmelerinden bu yana önemli ölçüde artmıştır.
Avrupa Birliği, 2006 yılında antibiyotiğin veterinerlik alanında büyüme destekleyicisi olarak kullanımının yasaklanmasına karar verdi. Bunun sonucunda genel antibiyotik kullanımının azalmasına yönelik bir eğilim oluştu. AB komisyonunun bu yasaklamasından en çok etkilenen sektör kanatlı hayvan üreticileri oldu. Çiftçiler, performansı artırmak ve erken civciv ölümlerini azaltmak için yıllarca antibiyotiklere güvendiler. Bu sebeple üreticiler bu antibiyotiklere alternatifler aramaya başladılar.
Gram negatif bakterilere karşı antibiyotiklere bir alternatif, yem katkı maddesi olarak sinnamaldehit içeren organik asitlerin kullanılmasıdır. Organik asitlerin ve sinnamaldehitin E. coli membranından geçişini kolaylaştırmak için, dış membrana zarar veren bir geçirgenleştiricinin (geçirgenleştirici kompleks) birleştirilmesi gerekir. Asitlerin, sinnamaldehitin ve geçirgenleştirici kompleksin, bir taşıyıcı tarafından gastrointestinal sistem boyunca sıralı olarak salınması önemlidir. Biotronic Top3 geliştirilirken bu formülasyon uygulanmıştır.
Broylerlerde E.Coli’ye karşı Antibiyotik Direnci Prevalansı Üzerine Enrofloksasinine Karşı Biotronic Top3 Etkisi
Florokinolonlar, dünya çapında kanatlı hastalıklarını tedavi etmek ve önlemek için kullanılmaktadır. Florokinolon direnç oranları, kullanıldığı ülkelerde yüksektir. Bu çalışmada Biotronic Top3’ün yanı sıra florokinolon antibiyotiklerin (Baytril) antibiyotiğe dirençli E. coli prevalansı üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir.
Denemede, 480 karma, bir günlük broyler (Ross 308) Avusturya, Mank’taki Uygulamalı Hayvan Besleme Merkezi’nde rastgele üç tedaviye atandı. Yumurtadan çıkma gününden itibaren her grup aşağıdaki şekilde tedavi edildi:
- Kontrol grubu: bazal diyetle beslenen negatif kontrol
- Yem Katkı grubu: Biotronic Top3 2 kg / t yem ile desteklenen bazal diyetle beslendi
- Antibiyotik tedavi grubu: kontrol grubu ile aynı diyet, ancak büyütme diyetine geçilmeden önce, denemenin 14. gününden 16. gününe kadar içme suyuyla kg vücut ağırlığı başına 10 mg enrofloksasin (Baytril,% 10 oral çözelti) eklendi.
Bu çalışmanın sonuçları, denemenin 17. ve 38. günündeki kontrol gruplarının mikrobiyolojik analizinde zamanla siprofloksasin, streptomisin ve sülfametoksazole dirençli E. coli sayılarının azaldığını gösterdi (P ≤ 0.05). Biotronic Top3 grubundaki ampisiline ve tetrasikline dirençli E. coli seviyesi, diğer 2 gruptan (Tablo 1 ve 2) önemli ölçüde daha düşüktü (P ≤ 0.05). Bununla birlikte, çalışmanın sonundaki mikrobiyolojik analiz, Baytril grubunda sefotaksim dirençli E. coli seviyesinin, 17. gündeki sonuçlara benzer şekilde diğer gruplara kıyasla daha düşük olduğunu gösterdi.
Tablo 1. 17. gün çekumda E. coli sayısı, log CFU / g.
Tablo 2. 38. Günde çekumda E. coli sayısı, log CFU / g.
Sonuç olarak, Biotronic Top3 diyet takviyesinin, kontrol grubuna göre broyler performans parametrelerini artırdığı ve bu verilerin istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. 3 numaralı tablodan, Biotronic Top3’lü yem ile beslenen hayvanların kontrol grubundan daha ağır olduğu ve FCR’nin daha düşük olduğu çok açıktır. Bununla birlikte, Biotronic ve antibiyotik grubunda kontrol grubuna kıyasla ortalama günlük kilo artışı daha yüksekti.
Enrofloksasin ile tedavi edilen grubun Biotronic Top3 grubuna kıyasla daha düşük vücut ağırlığına sahip olduğunu vurgulamak önemlidir, ancak ortalama günlük kilo artışı kontrol grubuna kıyasla artmıştır.
Tablo 3. Organik asitlere dayalı yem katkı maddesi alan broylerlerin performans özellikleri – Biotronic Top 3 (YK) ve enrofloksasin (AB) kontrol grubuna kıyasla.
Sonuç
Broyler diyetlerinin Biotronic Top3 ile takviyesi, kontrol ve Baytril gruplarına kıyasla broylerlerin çekumundaki antibiyotiğe dirençli E. coli seviyesini düşürmüştür. Bu çalışmada toplam E. coli sayısında önemli bir azalma gözlenmemiştir. Bu nedenle, Biotronic Top3‘ün dirençli E. coli üzerindeki olası seçici etkisi daha fazla araştırılmaktadır.