dsm-firmenich’ten Sander Janssen’e göre, başta meteorolojik koşullar ve sulama uygulamaları olmak üzere, kıta genelinde mikotoksin seviyelerinin artmasına katkıda bulunan doğal ve yapay faktörler etkili oluyor.

DVM mikotoksin risk yönetimi EMEA yöneticisi Janssen, mikotoksin seviyelerinin, özellikle de fusarium ve aflatoksin’in Avrupa genelinde arttığını söyledi: “Bu artış, küresel emtia ticaretinin yanı sıra iklim değişikliği ve bunun ekosistemlerimiz üzerinde yarattığı gelişen etkiye bağlanabilir. . Daha sıcak, daha kuru koşullar ve aşırı hava koşulları, toksin üreten mantarların büyümesini kolaylaştırır ve bitkiler üzerinde strese neden olur, böylece mikotoksin artar.

“Son yıllarda yumurta, et ve süte olan talebin artması, mikotoksin oluşumunun daha yüksek olduğu tropik iklime sahip gelişmekte olan ülkelerden AB’nin tahıl ve tahıl ithalatının artmasına neden oldu ve böylece AB verilerinde mikotoksinlerin yaygınlığı arttı.”

Hayvan ve insan sağlığı için risk

Mahsullerdeki mikotoksin varlığı hayvan ve insan sağlığı için risk oluşturmakta, çiftliğin kârlılığını azaltmakta ve küresel gıda sistemlerini daha az sürdürülebilir ve daha güvensiz hale getirmektedir.

Şirketin en son üç aylık anket sonuçları, Bath Üniversitesi tarafından yürütülen ve buğdaydaki zararlı mantar toksinlerinin mahsullerin neredeyse yarısını etkilediğini ortaya koyan yakın tarihli bir çalışmayla aynı fikirde.

Bu mikotoksinlere kronik maruziyetinin insan sağlığını etkilediğine dair gerçek endişeler bulunmaktadır.

Sürekli, düşük seviyeli kontaminasyona maruz kalmanın etkisi

Ancak araştırmacılar, yaşam boyunca kontamine yemlere sürekli, düşük düzeyde maruz kalmanın etkisi konusunda endişe duyuyor. Milner Centre for Evolution Yaşam Bilimleri Bölümü’nde çalışan mantar biyoloğu Dr. Neil Brown şunları söyledi: “Bu mikotoksinlere kronik olarak maruz kalmanın insan sağlığını etkilediğine dair önemli endişeler bulunmaktadır.”
MİKOTOKSİNLER | Mikotoksinlerin ekonomik ve sağlık üzerindeki etkileri küresel ölçektedir. Mikotoksinlerin azaltılması büyük bir zorluktur ancak her zaman ilerlemeler kaydedilmektedir.

Kontaminasyon belirli bir seviyeye ulaştığında, kirli tahıl insan gıdasından hayvan yemine yönlendiriliyor: “Bu, tahıl çiftçisine bir maliyet getiriyor, tahıl piyasası fiyatlarını etkiliyor ve sağlık sorununu hayvanlarımıza kaydırıyor.”

Buğdaydaki yüksek mikotoksin seviyeleri hakkında

Ekip, çiftlik hayvanlarına verilen buğdayda endişe verici derecede yüksek düzeyde DON mikotoksini buldu. Dr Brown’ın grubundaki doktora öğrencisi Louise Johns, seviyelerin insanlar tarafından tüketilen buğdaydakilerden çok daha yüksek olduğunu söyledi: “Bu, hayvan sağlığı açısından bir endişedir, ancak aynı zamanda mevcut düzenlemeler olmadan gıdalık buğdaydaki mikotoksin seviyelerinin nasıl görünebileceğinin resmini de çizmektedir”

Çalışma aynı zamanda hastalıkların yüksek olduğu yıllarda mikotoksin düzeylerinin 2010’dan bu yana daha şiddetli hale geldiğini ortaya çıkardı. Johns bunun nedeninden emin olmadığını söyledi: “Fusarium mikotoksinlerindeki artışa neyin sebep olduğunu bilmiyoruz, bu yüzden daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var. Ancak Fusarium mantarına yuva sağlayan toprak koruma uygulamaları gibi tarımdaki değişikliklerin ve daha sıcak, daha nemli hava gibi iklim değişikliğinin […] önemli bir rol oynadığından şüpheleniyoruz.”

Çalışmanın ortak yazarı Exeter Üniversitesi Biyolojik Bilimler Bölümü’nden Profesör Dan Bebber şunları söyledi: “Fusarium “Head Blight” hastalığının  sahada nasıl değiştiğini izlemek ve dünyada hangi ortamların en fazla risk altında olduğunu tahmin etmek için daha iyi sistemlere sahip olmamız gelecek için hayati önem taşıyor.”

Mantar patojenlerine karşı daha iyi koruma geliştirilmesi gerekiyor

Dr Brown, mahsulleri mantar patojenlerine karşı korumanın daha iyi yollarını geliştirmenin, “mikotoksinlerin olumsuz ekonomik ve sağlık etkilerini başarılı bir şekilde azaltmanın tek yolu olduğuna inanıyor. Gelecekte iklim değişikliğiyle birlikte mikotoksin salgınları daha şiddetli hale geldikçe bu konu daha da önem kazanacak.”

*Royal Society ve Global Food Security tarafından finanse edilen araştırma Nature Food dergisinde yayınlandı.

** Bu makale Poultry World dergisi Eylül sayısından alınmıştır.